OSMANLI’NIN İLK DÖNEMLERİNDE BURSA’DA
Somuncu Baba denildiğinde Bursa’nın Osmanlı Devletindeki ilk dönemi akla gelir. Osmanlı Devletinin ilk kuruluş dönemlerinde din ve bilim adamları oldukça önemli yere sahiptiler. Saraya bağlı veya olmayan din ve bilim adamları veya mimarlar hem saygınlık hem de kendilerini geliştirebilecekleri bütçeye sahiptiler. Orhan Bey zamanında Bursa’ya yapılan imar ve önem Yıldırım Bayezid zamanına kadar devam etmiş. Bursa’nın önemi giderek artmış ve Anadolu’nun bir çok yerinden veya dışından alimler ikamet olarak Bursa’ya gelmeye başlamışlardı. Bursa, İpek Yolunun en önemli durağı haline gelmek için ideal bir kent haline dönüşmüştü.
ŞEYH HAMİD-İ VELİ (SOMUNCU BABA)
1331 yılında Kayseri’de Akçakaya köyünde doğan Somuncu Baba (Hicri 730). Şeyh Hamidi Veli’nin babası devrinin ilim adamlarından Şemseddin Musa Kayseri‘nin olarak bilinmektedir. Babası Şeyh Şemseddin Musa Kayseri’ye Türkmenistan’dan gelmiştir. Somuncu Baba ilk derslerini babasından almıştır. Babasının vefatı üzerine Şam’a gitmiş ve orada Bayezidi Bestami Tekkesinde eğitim almıştır. Şam, Tebriz ve Erdebil’de döneminde önemli sayılan din alimlerinden dersler almış ve Safeviye Tarikatının Anadoludaki varlığının temsilcisi olmuştur. Hızır Aleyhisselam ile görüştüğü ve ondan ilmileddünninin esrarını aldığı söylenir. Şam’dan sonra Tebriz’e ve oradan Erdebil’e gitmiştir. Şeyh Safiyüddün İshak’ın torunu hoca Alâeddin Erdebiliye’nin yanında ilim almaya devam etti.
Erdebil’den ayrıldığında Kutbiyyet makamında olduğu söylenir. Safevi tarikatı ve düsturlarını öğretmek için Bursa’ya gider. Uludağ eteklerinde yanında ekmek fırını bulunan evinde hem konaklamış hem de dersler vermiştir. Geçimini ekmek yapıp satarak sağlayan Somuncu Baba pek çok ihtiyaç sahibine kendi emeği ile ulaşmıştır. Erişmiş olduğu makamdan ve aldığı ilimden pek kimsenin haberi olmamıştır. Somuncu Baba hakkında Bursa’da yaşadığı döneme ait bilgiler oldukça sınırlıdır. Aslında Osmanlı Kuruluş döneminde en az bilgiye sahip olduğumuz dönemlerden biri de Yıldırım Bayezid dönemidir. Devletin henüz temellerinin oturmadığı Uç Beyliğinden devlete geçişin çok hızlı gerçekleştiği bu dönemde, Bizans ve Balkanlarda olan mücadelelenin yanı sıra diğer beyliklerle verilen birlik mücadelesinin yanı sıra, artan Moğol baskısı ordu öncelikli bir devlet fikrini devam ettirmiştir. Gerçekte Bursa’nın en önemli dönemi olarak niteleyebileceğimiz bu dönemde iniş ve çıkışlar çok yaşanmıştır.
ULUCAMİ VE SOMUNCU BABA
Yıldırım Bayezid‘in yaptırdığı Ulucami dönemi içinde yapılmış en büyük ve en önemli camidir. Üftade Hazretlerinden geldiği söylenen bir rivayete göre İslam mabedleri arasında 5. sırada yer aldığı belirtilir. 4 yıl süren imarın tamamlanmasından sonra Sultan Yıldırım Bayezid Han dönemin önemli maneviyatlarından Emir Sultan (Muhammed bin Ali Şemsüddin) hazretlerine ilk namazı kıldırmasını ve ilk hutbeyi okumasını istemiştir. Emir Buhari (Sultan) ise aralarında kendisinden çok daha büyük bir alimin aralarında olduğunu ve adının Somuncu Baba olarak bilinen Şemseddin Musa Kayseri’nin oğlu Şeyh Hamid’i Veli Kayseri hazretleri olduğunu söylemiştir. Somuncu Baba ise ne yaptın Emir Buhari niçin benim halimi ele verdiniz diyerek sitem etmiştir. Emir Buhari ise “Ruhaniyette aramızda sizden daha üstün bir kişi olmadığı için” diyerek cevap vermiştir. Sultanın emri üzerine mimbere yürüyen Somuncu Baba ilk hutbeyi Fatiha suresinin tefsirlerinden vermiştir. Tefsirlerin sonuncusunu bitirdiğinde orada bulunan ulema Emir Buhari’nin neden onun adını verdiğini anlamıştır.
Bursa’dan Ayrılma Kararı
Sadece Fatiha suresini 7 farklı tefsir ile bahseden Somuncu Baba’nın kendisinin açık edilmesinden rahatsız olup kentten ayrıldığı ve yola çıktığı sırada Bursa’daki diğer Alimlerin dualarla birlikte bir çınarın altında vedalaştığı bilinir. Bu alimlerin Ak Şemseddin, Kara Şemseddin, Ak Bedrettin, Kızılca Bedrettin, Muslihıddini, Karamani ve Hacı Bayramı Veli olduğu söylenir. Bugün bu çınar Bursa’da Dua Çınarı semti/mahallesi olarak bilinir. Somuncu Baba’nın gitmekte olduğunu duyan Molla Fenari’de koşup kalması için ricada bulunmuştur. Ancak razı edemeyince ondan sadece dua etmesini rica etmiştir. Somuncu Baba Çınar’ın altında Dua ederek müridleri ile beraber Bursa’dan ayrılmıştır. Bursa’dan sonra Kozan Kalesi yakınlarında bir köye yerleştiği söylenir. Bir müddet Aksaray’da kalmış ve oğlu Yusuf-i Hakiki’yi bırakıp oradan Şam’a gitmiştir. Medine’ye ardından Mekke’ye gitmiş ve Hac yolculuğunu tamamlamıştır.
Geri döndüğünde Hacı Bayram-ı Veli’yi Ankara’ya göndermiş kendi de küçük oğlu ile Malatya’da Darende kazasında yaşamının son dönemini geçirmiştir. Hicri 815/1412 yılında herkesle helalleşip kelime-i Şahadet getirmiş ve vefat etmiştir. Mütevazi yaşamı seksen yıl sürmüştür. Cenazesini yetiştirdiği Hacı Bayram Veli kıldırmıştır. Bayram-ı Veli olarak bilinen müridi Hacı olmaya Somuncu Baba ile beraber gittiği belirtilir.
Diriyiz daim, ölmeyiz.
Karanlıklarda kalmayız.
Çürüyüp, toprak olmayız.
Bize gece gündüz olmaz.
SOMUNLAR
Eski Bursa, dağ eteklerine kuruluydu. Sıcak kaynak sularından istifade için yapılan hamamları ile ünlü. Tüm bu şehire tepeden bakan Somuncu Babanın evinin yanında yer alan Fırın bugün ziyaret edenler tarafından halen görülebilmektedir. Somuncu Baba burada pişirdiği ekmekleri satarak geçimini sağladığı ve ihtiyaç sahiplerine de dağıttığı bilinir. Ulucaminin inşaası sırasında buradaki işçilere her gün öğlen saatlerinde ekmek getirdiği söylenir.
Molla Fenari ve Somuncu Baba
Ulucami’de Somuncu Baba’nın tüm alimler tarafından öğrenilmesi ile pek çok ziyaret almaya başlar. Bunlardan biri de dönemin en ünlü olanlarından Molla Fenari’dir. Molla Fenari bir gün Somuncu Baba’yı ziyaret eder. Beş bin akçem var ve bu helal kazanılmış bir paradır. Hediye olarak size getirdim der. Somuncu Baba sadece Bir akçesini ondan ister. O bir akçe ile eşeği için ot satın aldırır. “Eğer gerçekten helal ise bizim merkep (Eşek) bunu yer. “İçinde haram varsa yemeyecektir” der. Merkep otu yemez. Somuncu Baba parayı red eder ve kendi yaptığı ekmekleri satarak dergahına geçim sağlamaya devam eder. Aslında bu davranışı günümüz için örnek olmalıdır. Molla Fenari ise bundan ders almış ve Somuncu Baba’yı pek çok defa ilminden fayda görmek için ziyaret etmiştir.